Sayfalar

BASINDAN (2009)

''ABD istemedi, Rus tanklarını alamadık “2005 yılında Putin, Başbakan Erdoğan’ı Soçi’de ağırladı. Aldığım bilgilere göre, Putin kendisine bazı tekliflerde bulundu. Bize söylenen; Ukrayna’nın soğuk savaştan sonra elinde kalan 800 tankı bize tanesi 1 milyon dolardan üstelik fabrikası ve teknolojisiyle vermeyi teklif etti. Bizimkiler alamadılar; Amerika izin vermediği için! Almanya’ya bir tank için 18 milyon dolar verip bir de yalvarıyorsun.
http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=99587,104 ''



''Erdoğan helikopteri karşımıza çıktığında adının pazarlama taktiği olduğunu sanmıştık. Ancak değildi. “Er” askeri, “Doğan” da usta bir uçucuyu temsil ediyordu. Neyse konumuz bu değil. Bu tip helikopterin de aralarında bulunduğu savaş makinelerini Black Shark adlı şirket üretiyor. Ve o meşhur ihaleleri kazandığı halde Rus firması bir şekilde devre dışı kalmıştı. Ancaaak. Onlar birer alım ihalesiydi. Oysa 90’lı yılların ortalarında Türkiye’ye çok ilginç bir teklif gelmişti. Dönemin Batman Valisi Salih Şarman, Rus ve Bulgar işadamlarından davet aldı. Görüşmede, Black Shark şirketinden, “helikopter üretimini birlikte yapalım, bu önerimizi hükümete iletin” denildi. Şarman seçildi, çünkü dönemin Milli Savunma Bakanı’nın da bir yakınıydı. Randevu alıp, makama çıktı. Teklifi iletti. 2 Milyar dolarlık projeye Türkiye’nin de ortak olması isteniyordu. Ancak makamdan biraz da azar işiterek sonuçsuz ayrıldı. İsrail projeye atladı... Aynı firma, yıllar sonra Türkiye’nin açtığı 130 helikopter ihalesine girdi ve kazandı. İsrailliler’le ortaklık kurmuşlar ve ürettikleri helikoptere de o ismi, “Erdoğan”ı vermişlerdi. Ruslar, birlikte üretelim dedikleri helikopteri bu kez yalnızca satmak istiyorlardı. Ama kazandıkları ihale iptal edildi. Hatta Başkan Putin 2004 yılındaki Türkiye ziyaretinde, “Helikopterlerin adını Erdoğan koyduk, yine de sorun çözülemedi” dedi. Eğri oturup doğru konuşalım; “Birlikte üretelim” önerisine bazı dengeler gereği hayır denildi. Stratejik ortağımız, müttefikimiz Amerika hala hayattayken, Ruslarla askeri alanda, geçin ticareti, ortaklık kurmaya kalkmak, hem ortaklığın hem de müttefikliğin “raconuna” ters. Bugün geldiğimiz noktada, aynı stratejik ortağımız ve müttefikimiz(!) Amerika’nın yaptıkları, bırakın tersliği raconu yerle bir ediyor. İlla bu konuya özel bir ortaklık üzerinden yürümüyorum. Ama “Ufkun ötesini görmek” konusunda yaşadığımız sıkıntı devam ediyor. Türkiye, geleceği görerek, dünyanın bir başka önemli gücü ile bu ve benzeri ortaklıkları kurmuş olabilseydi eğer, bugün boynundaki büküklükten eser mi olurdu? Ya da bir başka cepheden bakalım, o yıllarda bazı güçlerin, böylesi ortaklıklara neden engel olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliyor muyuz? Vali Şarman’ın dikkat çektiği nokta ile bitirelim; Türkiye yıllardır cebinde parası olduğu halde, işi yokuşa süren ülkelerin kapısında, 145 adet helikopter alım projesini gerçekleştirmeye çalışıyor.
Hangi Türkiye mi? “Gelin bu helikopteri birlikte üretelim” teklifini elinin tersi ile iten Türkiye.
http://www.tercuman.com.tr/v1/yazaryazi.asp?id=136&yazitar=18.11.2007&yaziid=26754 ''


Türkiye gerek tank, helikopter, uçak gibi savaş araçlarında gerekse enerji ve diğer alanlarda ABD' ye veya tek bir ülkeye bağımlı olmaktan kurtulmalı..Diğer seçenekleride kullanmalı.Her türlü ihtimale karşı bir yere bağlanılmamalı. En önemlisi yerli üretim yapılmalı tam gerçekleşmese bile lisansla da olsa ülkemizde üretilmeli diye. 

Bir çok fırsat ayağımıza gelmiş geri çevirmişiz..Değerlendirmemişiz..Üstelik helikopter ihalesi yıllar yılı sürüncemede kalmıştı.İlk zamanlarda gerçekleştirilseydi ne kadar faydalı olurdu..Hala da bir sürü fırsat çıkacaktır.Ama bir türlü şu bağımlılığı bırakamamışız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir..