Bugün, Kartal merkezli bir yolculuk gerçekleştirdim.
Dünden bu sabaha, hava sisli olmasına rağmen öğlen saatlerinde sis dağılmıştı.Dünyanın sayılı firmalarından İETT'den akbil vasıtasıyla ünlü Mercedes BENZ Citaro'yla yolculuğumuz başlamış oldu.Bu arada, bahar havası gibi güneşli güzel bir gün görünümü var.Ancak, otobüsün hızlanması ve sert frenlemeyle dur kalk yapması, güneşin ışıkları ve aracın az sayıda ki camlarının açık olmasına rağmen midemiz bulanırken, ilerleyen kilometrelerde trafik akmamaya başladı.
Uzun dakikalardan sonra sağ şeritte bir tır ve önünde yola dik şekilde siyah bir Volvo otomobil
duruyor.Görebildiğim kadarıyla araçlarda bibirine değme veya çarpma yok.Enteresan bir durum.O görüntüden sonra trafik rahat ve hızlı akmaya başladı.Bir süre sonra Bostancı taraflarında üç skotır (bu kelimeyi kullanmak istemiyorum ama Türkçe'sini bulamadım!) denilen motosikletlerden geçti.İkisinin ön tekerlekleri havada..Kazaya davetiye çıkarmak buna denir.Neyse ki yanımızdan geçen bu üçlü diğer yola saparken, tekerlekleri yerle temas halinde seyrediyordu.
Dünden bu sabaha, hava sisli olmasına rağmen öğlen saatlerinde sis dağılmıştı.Dünyanın sayılı firmalarından İETT'den akbil vasıtasıyla ünlü Mercedes BENZ Citaro'yla yolculuğumuz başlamış oldu.Bu arada, bahar havası gibi güneşli güzel bir gün görünümü var.Ancak, otobüsün hızlanması ve sert frenlemeyle dur kalk yapması, güneşin ışıkları ve aracın az sayıda ki camlarının açık olmasına rağmen midemiz bulanırken, ilerleyen kilometrelerde trafik akmamaya başladı.
Uzun dakikalardan sonra sağ şeritte bir tır ve önünde yola dik şekilde siyah bir Volvo otomobil
duruyor.Görebildiğim kadarıyla araçlarda bibirine değme veya çarpma yok.Enteresan bir durum.O görüntüden sonra trafik rahat ve hızlı akmaya başladı.Bir süre sonra Bostancı taraflarında üç skotır (bu kelimeyi kullanmak istemiyorum ama Türkçe'sini bulamadım!) denilen motosikletlerden geçti.İkisinin ön tekerlekleri havada..Kazaya davetiye çıkarmak buna denir.Neyse ki yanımızdan geçen bu üçlü diğer yola saparken, tekerlekleri yerle temas halinde seyrediyordu.
Harem'in yoğun trafiğinden sonra Üsküdar topraklarına ayak bastık.
Buradaki macerayı da Haliç iskelesine taşımaya çalışıyoruz.Bu kez Haliç İskelesi, Eminönü İskelesi'nden ayrılarak diğer iskelerden bağımsızlığını ilan ederek hemen 5 - 10 metre yakınlarında otomatik akbil doldurma cihazlarının yanında faaliyet gösteriyor.
Görevli, gemi gelmesine rağmen yakınlarda olmadığından (herhalde Eminönü İskelesi'ndeydi) kapıyı 7-9 dakika kadar sonra açtı.
Gemiyle yolculuk yapmanın ve rahat olmanın keyfini yaşayarak
Halic' e geliyoruz.
Eyüp'teki eski Galata Köprüsü yine birleştirilmiş,
hattın son iskelesi yine Sütlüce..
Bir maceranın daha sonu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir..