WRC VE İSTANBUL

Dünya Ralli Şampiyonası'nın Türkiye etabı (sembolik startla) başladı.Tarihi yarımada ilk defa bir dünya ralli şampiyonasına sahne oluyor.Futbol maçlarında yazılır veya söylenir ya onun gibi hava motorsporları için çok uygundu.Hatta mükemmeldi.
Historik/tarihi araçların startının verildiği ana kadar neredeyse protokol koltukları dolmamıştı.
Start verilmeden belli aralarla sunucu Wrc Türkiye Rallisi için alkış anonsu yaptı.Fakat alkışlar pek ses getirmedi.Alkış sesi çok olmalıydı ama millet zaten ayakta durmaktan, izlemek için uygun yer aramaktan yada fotoğraf makinası veya cep telefonu tutmaktan alkışlayamadı sanırım.

Güvenlik daha iyi olabilirdi.Araçlar start alırken bile
orada bulunan bizim insanlarımızdan ve her dilden, her milletten turistler bile yoldan karşıdan karşıya geçmeye devam ediyordu.Yani görevlileri dinlememek sadece bizim insanımıza
( kurallara uymayanları kastediyorum) has değilmiş.

Finlandiyalı'sı, İsveçli'si, Ortadoğulu'su vel hasıl Birlemiş Milletler oradaydı sanki..
Sultanahmet Camii'nin ön tarafı kamera ve fotoğraf makinası bolluğu içindeydi.
Araçların homurtusu meraklıları için deyim yerindeyse bir nağme gibiydi.
Bu arada egsoz seslerinin yanında kokusuda vardı.
Tarihi yerlerde çok ses olması da ayrı bir tartışma konusu.
Bu arada tarihi eserlere ne kadar sahip çıktığımızda
diğer bir tartışma konusu..

Tarihi yarış otolarından Anadol'ların sayıca çokluğunun yanında modifiye edilmiş olması ve renkleri muhteşemdi..
Start'ta en çok Mitsubishi Lancer Evo, Fiat/Abarth Grand Punto, Ford Fiesta ve Focus, Peugeot 207 model araçlar göze çarptı..