ÖTV ve KDV indirimi olmasaydı bu rakamları göremezdik
Klasik olarak sektörün en hareketli dönemi olan kasım, aralık aylarında bile önemli düşüş yaşadığımız aşikardır. Ancak ÖTV ve KDV indirimi olmasaydı eğer hem bu rakamları bile satamayacaktık hem de sektörde çok önemli bir işsizlik dönemine girilecekti. Bu indirim çok önemli bir fırsattı, tüketici de bu fırsatı değerlendirmeye devam edecektir.
Kasım ayı başında gelen ÖTV ve KDV indiriminin devam etmesi sektörün durmasının önüne geçmiştir. Bu düzenleme ile tüm otomotiv sektörü adeta uçurumun kenarından dönmüştür. 2018 yılının ikinci yarısında başlayan büyük daralma %78’lere varınca vergisel önlemler alınmadan serbest düşüşü yavaşlatmak mümkün olamayacaktı. Devlet tarafından yapılan ve paraşüt görevi gören ÖTV ve KDV indirimi sayesinde sektör nefes almış, dolayısıyla düşüş hızı da yavaşlatılmış oldu. O yüzden çok kıymetlidir. Düzenlemenin 3 ay daha sürecek olması tüketiciler lehine olumlu havanın devam etmesi anlamına geliyor. Bu durum yeni araç almak isteyenler için de önemli bir teşvik olacaktır. Buna bir de markaların düzenlediği kampanyalar eklenince avantajlar katlanacaktır. Bu desteklerin tümü için Hazine ve Maliye Bakanımız ve değerli ekibine çok teşekkür etmeden burayı geçmek istemiyorum.
Bankacılık sektörü tüketicinin yanında olsa satışlar artar
Bunun yanında kredi faiz oranları da düşme eğilimine girmiş durumda ama henüz tüketiciyi hareketlendirecek bir seviyede değil. Bu dönemde eğer bankacılık sektörü faiz oranlarında ve kredi taleplerini onaylama iştahında bir miktar daha tüketicinin yanında olsa bu satış rakamları daha da yukarı gider. Otomotiv sektörünün eski seviyesine gelmesi zaman alacaktır, bir müddet daha bu düşük satış rakamları ile yaşayacağımızı görüyoruz ancak hepimizin umudu bu yıl ortasından itibaren faizlerin düşmesi ve 2020 yılında 600-700 binli rakamların yeniden konuşulmasıdır. Faiz oranı bugün yüzde 2,30-2,50 bandında. Tüketicinin soru işaretiyle baktığı bir faiz oranıdır bu. Faiz oranlarının da mantıklı bir yere gelmesi halinde sektörün bir miktar daha önünün açılacağını öngörüyoruz. İşin hareketleneceği kritik oran aylık %1’in altında faiz oranlarının uygulamaya başlamasıdır. Bu orana ulaşmak için hem devletimizin ilgili kurumlarından hem de bankacı dostlarımızdan özveri beklemekteyiz.
Pazar desteklendiği sürece 600 bin satış rakamlarının altını görmeyiz
Türkiye’de toplam araç 22,8 milyon, toplamda 6 milyonu da 16 yaş üstünde. Bu araçlar artık ekonomik ömürlerini tamamlamış, eski teknolojili ve çok yakıt tüketen araçlar. 2018 yılında başlayan ÖTV indirimleri ile öncesinde başlayan hurda uygulamasında matrahların ve rakamların düzenlenerek devam ettiği sürece 2019’da da otomotiv toplam pazarının 500-600 bin bandı seviyelerinde olacağına inanıyoruz.
Ülkemizin dört bir yanında yapılanmış, 80 bin personel istihdam eden ve aynı çatıl altında müşterilerine tüm hizmetleri sunmaya gayret eden çok değerli Yetkili Satıcı meslektaşlarımızın bu rakamların altında aynı kalitede hizmetlerini devam ettirmeye çalışmalarından dolayı hepsini tek tek tebrik ediyorum. Bir yandan fiyatlardaki yükselişler, bir yandan müşteri memnuniyeti oluşturma, bir yandan da bankaların kendilerine yaşattığı müthiş stresse rağmen ayakta duruyor olmaları gerçekten büyük fedakarlık demek.
Sektörümüz, sermayesi, yapısı, fiziki şartları, yetişmiş insan gücü ile Türkiye’nin bütçesine sonuna kadar destek oluyor. İhracatımız bugün 168 milyar dolara ulaşmış otomotiv sektörü ise tek başına 32 milyar dolar ile birinci ihracatçı sektör olmuş durumda. Sektörde çarkların yavaşlaması bile genel ekonomi üzerinde çok büyük tesir edebilecek konumda. Bu fabrikaların çalışmasında çok önemli olan unsur ise iç pazarın kuvvetli olmasıdır. Bugün 1 milyon üzerinde araç satılması demek vergi, yatırım, kazanç anlamında sürdürülebilir bir üretim demektir.
İç pazar 1 milyonun üzerinde olursa yeni yatırımlar gelir
Aslında en önemli şey pazarın yükselmesiyle yatırıma davetiye çıkarmak. Yatırımların gelmesi için faiz oranının makul olması, vergi sisteminin adil ve uzun yıllar boyunca sabit kalması, iç pazarın da milyonlu adetlerin üzerinde olması lazım ki yeni yatırımlar çekebilelim. Mevcut fabrikalarımız markalarından yeni modeller, yeni teknolojiler getiriyorlar ve böylece fabrikalarımızın kapasite kulanım moranları artıyor. Ancak yeni fabrika yatırımı ne yazıkki 20 senedir ülkemizde yapılmıyor, oysa hem devletimiz çok büyük teşvikler veriyor hem de buradaki iş gücü kalitesi dünya standartlarında. Bu bağlamda devletimiz ile beraber sektör temsilcilerinin ortaklaşa bir çalışma yaparak 20-30 yıllık yol haritamızı iyi çizmemiz lazım. O zaman küresel oyuncuları yatırım yapmaları için ülkemize daha kolay çekebiliriz diye düşünüyorum. Ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu açısından çok doğru bir yatırım yeridir, iç pazarı büyüyen, vergi sistemi düzeltilmiş ve müthiş iş gücü ile yatırımcı markaların ilgi noktası olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir..