Sayfalar

Yerlilik Adına; Ecoplas, AKO Akü, OTAM VE AVL Türkiye'den Yeni Haberler

Yeni teknolojiler, yeni yatırımlar ve gelecek derken gelen elektrikli araç ve sürücüsüz otomobiller ve onlarla ilgili her türlü ürün ve hizmet ayrıca bunların testleri anlamında ülkemizde de çalışmalar, yatırımlar yapılıyor.Maliyet, Dolar, vergi gibi etkenlere rağmen ama hızlı ama yavaş bu çalışmaları duyuyoruz. Bu konuda en yeni haberler; EcoPlas, Sakarya'da elektronik devrelerle ilgili bir fabrikayı 19 Mayıs'ta açarken,  AKO Akü; (şarj süresini 10 dk nın altına indirme hedefli) elektrikli araçlar için bor kullanan akü konusunda arge çalışmalarını sürdürüyor, Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi (OTAM), Artırılmış Gerçeklik ile Test Devrini Başlatıyor! AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye, gelişmiş araçlarda sensörlerin maliyet ve güvenlik için çok önemli olduğunu vurgulayarak çalışmalarına devam ediyor..





Ecoplas, Sakarya’da Fabrika Açacak!
Ecoplas’tan 50 Milyon TL  Yatırımla Yeni Üretim Üssü!


Türk tedarik sanayi şirketi Ecoplas, ikinci fabrikasını Sakarya’da hizmete almaya hazırlanıyor. İlk etapta 300 kişiye istihdam sağlaması beklenen fabrikada dünyanın önde gelen otomotiv markaları için üretim yapacak olan Ecoplas, aynı zamanda Kocaeli’nde bulunan Ar-Ge merkezinde geliştirdiği elektronik parçaları da yeni fabrikasında imal edecek. 50 milyon TL’lik yatırımla, 16 bin metrekare bir alan üzerine kurulan üretim tesisinin açılış töreni ise 19 Mayıs tarihinde gerçekleşecek.





Otomotiv üreticilerine yönelik iç ve dış giydirme parçaları, hava üfleçleri, orta konsol ve boyalı parçalar üreten Ecoplas, Kocaeli’nden sonra ikinci fabrikasını Sakarya’da devreye almaya hazırlanıyor. Yeni fabrikasında dünyanın önde gelen otomotiv markaları için parça üreterek Türkiye’nin ihracatına katkıda bulunmayı sürdürecek olan Ecoplas, ilk etapta 300 kişiye istihdam sağlayacak. Yaklaşık 50 milyon TL yatırımla, 16 bin metrekarelik bir alan üzerine kurulan üretim tesisinin açılış töreni ise 19 Mayıs tarihinde gerçekleşecek.

Ecoplas Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yazıcı, “Türkiye otomotiv sanayisinin gelişimine ve ihracat hacmine katkı yapmaya ve hiç ara vermeden ülkemiz için üretmeye devam ediyoruz. 13 bin metrekaresi üretim alanı olmak üzere toplam 16 bin metrekare alan üzerinde kurduğumuz Sakarya fabrikamızda, Kocaeli’nin Gebze İlçesi’nde bulunan Ar-Ge merkezinde geliştirmeye devam ettiğimiz elektronik parçaları da 1-2 yıl içerisinde imal etmek istiyoruz. Yeni fabrikamız tam kapasiteye geçtiğinde yüzde 50’si ihracat olacak şekilde üretim faaliyetlerini sürdürecek” dedi.


AKO Akü, Elektrikli Araçlara Bor’la Enerji Verecek


AKO Grup bünyesinde, Türkiye’nin akü sektöründe yenilikçi gücünü oluşturan AKO Akü, elektrikli araçlar için bor kullanan akü üretimi için Ar-Ge çalışması yürütüyor.





Türkiye’nin yerli sermayeli sanayi gücü AKO Grup bünyesinde, akü üretiminde teknolojinin zirvesi kabul edilen Matrix Press (Punch) ve Kaizen Tüneli üretim modelleriyle üretim yapan Türkiye’nin tek üreticisi ve T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Ar-Ge Merkezi statüsüne sahip olan AKO Akü, ülkemize küresel avantajlar sağlama potansiyeli yüksek bir Ar-Ge projesiyle dikkat çekiyor.

Proje, en önemli yeraltı kaynaklarından bor kullanılarak elektrikli araç aküsü üretimini hedefliyor. AKO Akü Ar-Ge Merkezi ve 3 farklı üniversite iş birliğinde yürütülen projede, “TÜBİTAK 1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı” kapsamındaki ön aşamaları tamamlamış olup son onay kısmında değerlendirmeler sürüyor.

Türkiye’ye Küresel Avantaj Sağlama Potansiyeli
Bu projenin başarıyla sonuçlandırılmasıyla Türkiye, elektrikli otomobiller açısından en önemli konulardan biri olan batarya (akü) üretimi konusunda küresel teknoloji liderliği avantajı elde edecek. Bu akülerde, ülkemizin en önemli yer altı zenginlikleri arasında gösterilen Bor kullanılacak olması, Türkiye’nin bu avantajını daha da yukarıya çekecek.

Elektrikli Araç Akülerinin Şarj Süresi 10 Dakikanın Altına İnecek

Projenin Ar-Ge çalışmalarının 2 yıl sürmesinin planlandığını ifade eden AKO Akü Genel Müdürü Hulki Büyükkalender, “Projemizde, elektrikli otomobillerde kullanılabilecek yeni nesil pillere yönelik alt yapı oluşturulmasını amaçlıyoruz. Bor türevi bileşik katkıları ile hazırlanan süper kapasitörlerin kurşun akülerle birleştirilmesi ve bunların hibrit elektrikli araçlarda kullanımının geliştirilmesi hedefleniyor. Hazırlanacak süperkapasitörlerin katkısıyla akülerin hızlı şarjı tek haneli dakikalarda sağlanabilecek” dedi.

Havacılık ve Uzay Savunma Sistemlerinde de Kullanılabilecek

AKO Akü’nün bu Ar-Ge projesi kapsamında, ilerleyen dönemde gerekli teknik spesifikasyonların tamamlanmasıyla, savunma sistemleri, havacılık ve uzay sanayi sistemleri, Kızılay, sivil savunma gibi özel ve zor şartlarda kullanım gerektiren araçlarda kullanılabilecek düzeyde çalışmaların ilerletilebilmesi de planlanıyor.


OTAM, Artırılmış Gerçeklik ile Test Devrini Başlatıyor!


Otomotiv sektörünün küresel pazarlardaki rekabet gücünü artırmak amacıyla çalışmalar yürüten Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi (OTAM), bir ilki hayata geçirerek Artırılmış Gerçeklik Platformu’nu sektöre ve müşterilerine sundu. Hizmet verdiği otomotiv firmalarının Ar-Ge’ler arası eşgüdümlü çalışmasına olanak tanıyan teknoloji ile birden fazla yetkilendirilmiş şirket kullanıcısı, aynı anda OTAM’ın test yetkilisine bağlanarak süreçleri birebir takip ederek zaman kaybı ve maliyetleri azaltıyor. Artırılmış gerçeklik 





teknolojisini Türkiye ve Avrupa’da bir test kurumu olarak ilk kez devreye almanın gururunu yaşadıklarını belirten OTAM Genel Müdürü Ekrem Özcan, “Otomotiv firmaları testlerini bizlere yaptırırken süreci yerinde izlemek ve test sürecine müdahale etmek isteyebiliyorlar. Bu da lokasyonumuzdan uzak firma temsilcilerinin tesisimize gelmesi ve zaman-maliyet kaybı oluşması anlamına geliyor. Bundan böyle bir ilke imza atarak, dünyanın neresinde olursa olsun mühendislik ve test hizmetlerimizden yararlanmak isteyenler, ilgili parçaların test, kontrol ve denetim gibi tüm süreçlerine uzaktan birebir katılabilecekler” dedi.

İTÜ ARI Teknokent yerleşkesinde hizmet veren ve son olarak 2,5 milyon TL’lik bir yatırımla yeni prosedüre göre modernize edilmiş WLTP Emisyon Test Laboratuvarı’nı devreye alan Otomotiv Teknolojileri Araştırma Geliştirme Merkezi (OTAM), bir ilki gerçekleştirerek artırılmış gerçeklik teknolojisi ile test devrini başlattı. Hizmet verdiği şirket temsilcilerinin, aynı anda OTAM bünyesindeki yetkiliye birebir bağlanarak ekran paylaşımından çizime, yazışmadan bilgilendirmeye kadar tüm operasyona eşgüdümsel katılımını sağlayan “Artırılmış Gerçeklik Platformu”, hem zaman kaybını hem de maliyetleri azaltarak müşteri memnuniyetini artırıyor. Kullanıcılar internet aracılığıyla, testi gerçekleştiren teknisyenin akıllı gözlüğüne veya akıllı telefonuna bağlanarak parçaların test, kontrol ve denetim gibi tüm aşamalarını uzaktan etkileşimle takip edebiliyorlar.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan OTAM Genel Müdürü Ekrem Özcan, yenilikçi bakış açısıyla devreye aldıkları artırılmış gerçeklik teknolojisi sayesinde, OTAM ile işbirliği gerçekleştirenlerin daha hızlı ve efektif yönetim kabiliyeti edindiklerini belirterek, “Otomotiv firmaları testlerini bizlere yaptırırken süreci yerinde izlemek ve süreçlere müdahale etmek isteyebiliyorlar. Bu da Türkiye’nin farklı lokasyonlarında yer alan müşterilerimizin veya Romanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde bulunan müşterilerimizin tesisimize gelerek zaman-maliyet kaybı yaşamaları anlamına geliyor. Biz de bu kayıpların önüne geçmek adına İTÜ Arı Teknokent girişimlerinden Hangaarlab ile işbirliğine giderek Artırılmış Gerçeklik Platformu’nu hayata geçirdik. Artırılmış gerçeklik teknolojisinin günden güne değişik sektörlerde kullanım örnekleri artmaya başladı. Test sektöründe ise bu uygulamayı müşterilerinin kullanımına açan ilk biz olduk. Artık ister Fransa’dan, ister Bursa’dan olsun müşterilerimiz, tesisimize gelmeden istedikleri an bağlantı kurarak test ortamına adapte olabiliyorlar” diye konuştu.

Akıllı uygulamalarla yerinden takip!


Artırılmış Gerçeklik Platformu sayesinde görsel ve işitsel haberleşme sağlanarak üretici ile birlikte çalışma ayrıcalığı sunduklarını belirten Özcan, “İnternet aracılığıyla merkezimize uzaktan erişen firma yetkilisi, teknisyenimiz akıllı gözlük veya akıllı telefonundan ne görüyorsa birebir görüyor. Örneğin uzmanımız eğer bir motor üzerinde çalışıyorsa, kullanıcı da motoru birebir görmek suretiyle süreci takip ederek gerekli yönlendirmeleri yapıyor” ifadelerini kullandı.

Gerçek zamanlı çalışma imkanı


OTAM merkezine bağlanacak kişilerin tanımlanması suretiyle sürecin işlediğini belirten Özcan, “Müşterimizin ekibinden tanımlanan kullanıcıların, gireceği odalar ve sınırları belirleniyor. Kullanıcının izin verdiği ölçüde teknisyenler de ağa bağlanabiliyor. Bağlandığında dünyanın neresinde olursa olsun sanki o odadaymış gibi hareket edebilen ve sabitlikle sınırlanmayan kullanıcılar, aynı zamanda teknisyenimizle birlikte belge ve dokümanlar üzerinde de gerçek zamanlı çalışabiliyorlar” dedi.

Kurumsal verimlilik artıyor


İTÜ ARI Teknokent’te yerleşik girişimlerden Hangaarlab tarafından geliştirilen V-Sight Endüstriyel Artırılmış Gerçeklik Platformu’nun kurumsal iş gücünü giyilebilir ve mobil yazılım entegrasyonuyla akıllı iş gücüne çevirdiğini vurgulayan Ekrem Özcan, “Uzman kullanıcı, video yayını üzerinde 3D nesneler yerleştirme, çizim yapma ve işaretleme yapabiliyor, video yayınından ekran alıntısı yapabiliyor. Yazışma özelliği ise müşterinin uzmana hızlı ve kolayca yazıyla bilgi aktarmasına olanak sağlıyor. Netice itibarıyla bu platformun kurumsal verimliliği çok daha artırdığını görüyoruz” diye konuştu.

OTAM Hakkında

2004 yılında kurulan ve faaliyetlerini İTÜ ARI Teknokent yerleşkesinde gerçekleştiren OTAM, Emisyon Laboratuvarı ve Mekanik Laboratuvarlarında; araç ve güç aktarma organları, titreşim ve akustik, dayanım ve ömür testleri alanlarında mühendislik çözümleri sunmaktadır.




OTONOM ARAÇLARIN FİYATLARINI SENSÖR TEKNOLOJİLERİ  BELİRLEYECEK


Yapay zeka teknolojisiyle büyük bir devrim yaratması beklenen üstün teknolojik özelliklerle donatılmış otonom araçlar yakın gelecekte kullanıcılarla buluşmaya hazırlanıyor. Ancak güvenli ve gelişmiş otonom sürüş özelliklerine sahip otonom sistemler üretim maliyetleri nedeniyle sadece yüksek segmentteki araçlarda sunulabiliyor. Bu konuya dikkat çeken Dr. Serkan İmpram, otonom araçlardaki sensör sistemlerinin önemine değinerek sensör teknolojilerindeki maliyetlerin otonom araçların orta segmentte sunulmasında belirleyici rol oynayacağını vurguluyor.


Araçların otonomlaşmasını sağlayan sensör teknolojileri ve bunlardan akan veriyi işleyen akıllı algoritmaların yer aldığı sistemler, yapay zekaya sahip araçların yaygınlaşabilmesinde maliyet açısından büyük rol oynuyor. Günümüzün yalnızca üst segment araçlarında sunulabilen ve orta segment araçlara yaygın şekilde henüz yer almayan sensör teknolojileri maliyetleri sebebiyle üreticileri en çok düşündüren konuların başında geliyor. Ancak AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram’a göre otonom fonksiyonların, gerek sensör maliyetleri gerek satış stratejileri sebebi ile ilk çıktıklarında görece pahalı olması olağan bir durum ve yakında bu fonksiyonlar daha düşük maliyetlerle orta stegment araçlarda kolaylıkla sunulabilecek.


Yeni nesil araçlardaki maliyet otomotiv sektörünün en büyük sorunu

Türkiye’nin en önemli otomotiv mühendisliği firmalarının başında gelen AVL Araştırma ve Mühendislik Türkiye’nin Genel Müdürü Dr. Serkan İmpram, otomotiv sektöründe otonom araç maliyetlerinin önemli problemlerden biri olarak gösterildiğini dile getirerek şu açıklamayı yaptı: “Yeni nesil araçlardaki maliyetler şu andaki en büyük problemlerden biri olarak karşımıza çıkıyor denebilir. Özellikle ileri sürücü destek sistemleri (ADAS) ve gelişmiş otonom sürüş özellikleri olan araçlarda, hibrit veya tam elektrikli araçlarda var olan bazı özellikler ve kullanılan bazı komponentler hala oldukça pahalı. Bu sebeple en gelişmiş sistemlerin pek çoğu şu an sadece yüksek segment araçlarda sunulmakta. Bununla birlikte, araçlarda kullanılan komponentler günden güne ucuzluyor. Örneğin, 2000’li yılların başında yalnızca çok yüksek segment araçlarda bulunan adaptif hız sabitleme sistemi, bugün neredeyse tüm orta segment araçlarda mevcut. Diğer sensörler de hızla düşük maliyetlere doğru gitmekte. Otonom fonksiyonlar, gerek sensör maliyetleri gerek satış stratejileri sebebi ile ilk çıktıklarında görece pahalı olabilir. Ancak, bunların zamanla orta segment araçlarda rahatlıkla sunulabilen fonksiyonlar haline geleceğini söyleyebiliriz.”

Olası kaza halinde kararı verecek mekanizma oluşturulacak

Otonom araçlarla ilgili en çok merak edilen konulara da açıklık getiren Dr. Serkan İmpram, olası bir otonom kazası durumunda günümüzde nasıl karar verileceğinin henüz netleşmediğini ancak karar verici bir mekanizma kurulacağını ifade etti. İmpram şöyle konuştu: “Otonom kazaların nasıl ele alınacağı ve ilgili kararların nasıl verileceği konusu halen netleşmiş bir konu değil. Özellikle Amerika ve Avrupa’da yasa koyucular, hukukçular ve sigorta şirketleri bu konuda yoğun çalışmalar yapıyor. İşin teknolojik boyutunun yanında bu kararı alabilecek mekanizmaları ve yapıyı oluşturabilmek de günümüzdeki en büyük zorluklardan. Çok geniş bir yasal çerçeve oluşturulsa bile, ilk karşılaşılan örnekler çok tartışmalı durumlara ve kararlara yol açacaktır. Bu örneklerde alınan yasal kararlar da ileride geliştirilecek yazılımları ve otomotiv imalatçılarının bu fonksiyonlara yaklaşımlarını oldukça etkileyecektir.”


Türkiye’de sistemleri geliştirilen ilk otonom araç testlere başlıyor


Türkiye’de güç aktarma sistemleri ve mobilite konularında Ar-Ge projeleri yapan ve otomotiv sanayine mühendislik desteği sunan AVL Türkiye bünyesinde ilk yerli otonom ve hibrit araç teknolojilerinin geliştirilmeye başlandığını belirten Serkan İmpram, 2019 yılında ilk otonom testlerin İstanbul’da başlayacağına vurgu yaptı. İmpram, şunları söyledi: “AVL Türkiye’nin Ar-Ge merkezlerinde mühendislerimiz tarafından Türkiye’nin en ileri seviye otomatik şanzıman kontrol algoritmaları geliştirilmiş ve bunları içeren SUV tipi aracın ilk saha testlerini geçtiğimiz Nisan ayında gerçekleştirmiş ve seri üretime geçilebilmesi anlamında başarılı sonuçlar elde etmiştik. Çalışmalarımızı otonom teknolojiler alanında da sürdürüyoruz. Bu çalışmaların bir sonucu olarak gelişmiş otonom sürüş özellikleri olan prototip aracın sistemsel alanlardaki hazırlıkları tamamlandı. Artık yola çıkmak için gün sayıyor. Yılın son çeyreğinde sistemlerini geliştirdiğimiz otonom aracımızın ilk saha testlerini İstanbul’da gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”

Geleceğin otomotiv sektöründe rol almak, rakiplerle yarışabilmek ve sektöre yön verebilmek için Ar-Ge yatırımına olan ihtiyaca da değinen Serkan İmpram, “2030’a gelindiğinde dünyada üretilen her 10 araçtan 7’sinin hibrit-elektrikli veya tam elektrikli, diğer yandan, teknolojinin, altyapının ve yasal düzenlemelerin de hazır olmasıyla birlikte araçların %15’inin otonom olacağı öngörülüyor. Bu nedenle sektöre yapılan Ar-Ge ve insan kaynağı yatırımı ülkemizde geleceğin otomotiv sektörü için oldukça önemli. Bugün AVL Türkiye bünyesinde kurduğumuz iki Ar-Ge merkezinde ekiplerimiz, geleneksel motor teknolojilerinden yapay zeka içeren otonom sürüş teknolojilerine kadar çok çeşitli alanlarda çalışıyor ve global projelerde de yer alıyor. 230 kişilik mühendislik kadromuzun yarısından fazlası yazılım ve elektronik projelerinde yer alıyor. Ar-Ge çalışmalarına ayrılacak yatırımları artırılması sağlanabilirse oluşacak mühendislik gücüyle ülkemizde ve dünyada seri üretime yönelik projelerin daha fazla geliştirilmesinde ve hayata geçmesinde önemli bir rol oynayabiliriz.” dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Bizim İçin Değerlidir..